Altın Karşılığı Mezar Kazılır [Sunay Demircan]

Bir zamanlar, anlı şanlı akademisyenler (çoğu İTÜ) Bergama'da Eurogold şirketinin o rezilliklerine bilimsel (?) rapor yazarak destek vermişlerdi.
Raporu da TÜBİTAK adına sundular üstelik.

"Çevreye hiç bir zararı yoktur"...

İstanbul'da bir toplantıda itiraz etmeye kalkmıştım da raporda imzası olan çok ünlü bir çevre mühendisi hocadan fırçayı yemiştim:
Siyanür öyle sizin düşündüğünüz gibi zararlı birşey değil, bilir bilmez konuşmayın!

Medya da destek verdi, bürokrasi de...
O gün bugün memleketin dört bir yanı delik deşik oldu altın uğruna...
Her yerde siyanür havuzları...
Nedeni bilinmez kararlar, dönen dolaplar, takılan altınlar, kaybolan hayatlar...

Dün bir baktım, dünyada bu uğurda yaşanan kazalar neymiş?
Bir kaçına birlikte bakalım mı?

SİYANÜR KAYNAKLI ÇEVRESEL FELAKETLER
Mesela, 1971 yılında Romanya'da Certej madeninde siyanür barajında kaza olmuş. 300.000 metreküp siyanürlü atık sel hâlinde akmış ve 89 ölü... Çevreye açtığı belayı ne sen sor, ne ben söyleyeyim!

1984'de Papua Yeni Gine'de Ok Tedi madeninde benzer kaza oluyor. Avustralyalı bir şirket madenin sahibi, 2 milyar ton atık çevreye yayılıyor, Ok Tedi ve Fly Nehirlerinde ve nehirlerin havzalarında ciddi çevre felaketine neden oluyor.

1984 yılında ABD'de Summitville maden sahasında (Kanada şirketi madenin sahibi) siyanür havuzunda kaza oluyor. 610.000 m³ atık boşalıyor. ABD'ye maliyeti 115 milyon dolar oluyor atıkların temizliği, verilen zararın maliyeti ise, hesapların ötesi...

1995 yılında, yine Kanada şirketi...
Guyana'da Dünya'nın en büyük altın madenlerinden birini işletmeye başlamış. Baraj kazası... 3 milyon m³ siyanür hoppala cuppala "Omai Nehri"ne, oradan diğer nehirlere. Feci feci feci... (Yukarıdaki resim siyanür akan Omai Nehri)

1996 yılı siyanür kazamız Filipinlerden geliyor. 
Marcopper madencilik, yine Kanada şirketi... 
Makulapnit-Boac Nehri'ne akıyor tüm siyanür. 
Büyük ölçekte tarım alanları ve 20 köy siyanürlü çamurla kaplanıyor.

Yıl 1998.
Talihsiz ülkemiz Kırgızistan.
Kumtor Altın Madeni...
Şirket yine mi Kanada?
Evet, yine Kanada!..
1.7 ton siyanürlü bileşik taşıyan bir kamyon "Barskaun Nehri"ne devriliyor.
Atıklar nehiri zehirliyor. Ne var, ne yok Allah'a yöneliyor.

2000 yılına geldik.
Romanya sahneye ikinci defa çıkıyor.
Baia Mare madeni... Şirket Avustralya...
Siyanür barajında kaza, 100.000 m³ siyanürle bulaşmış atık boşalıyor.
Nereye? "Tuna Nehri"ne. Oradan da Karadeniz'e.
Karadeniz'e gidene kadar siyanür geçtiği ülkeleri perişan ediyor tabii...
Sadece Macaristan'da 1.241 ton balık ölüyor.

2000 yılının ikinci kazası yine Papua Yeni Gine...
Tolukuma madeni... Şirket Avustralyalı...
Bu defa bir ton siyanürlü atık helikopterden yağmur ormanına dökülüyor.
Kaza tabii... O sırada da feci bir yağmur var mı?
Siyanür başlıyor orman yüzeyini öldüre öldüre akmaya... Sonra da nehire...

2009 yılında Gana'da bir ABD'li şirketin işlettiği madende kaza oluyor. 
Su, toprak ve tüm ekosistem siyanürle kaplanıyor.

2014 yılında Kanadalılar yine sahneye çıkıyorlar.
Kanada'da İngiliz Kolumbiya'sı dedikleri bölgede Mount Polley madeninde kaza oluyor.

2015 yılına geldik.
Evet, yine Kanada...
Arjantin'de Veladero madenini işletiyor Kanada şirketi...
1.072 m³ siyanür "Potrerillos Nehri"ne akıyor.
Kaza değil, işletim hatası...

SONUÇ 
Yaz yaz içim burkuldu, bu kadarı yeter. 






[Türk Yazın Dünyası] Sunay Demircan 19.8.2019/16.05